Servet Akıl – Kübik Bir Rüyanın Anatomisi

“Bana sorarsanız dünyanın kalbi ilkin azar azar zayıfladı, sonra toparlamak istedi ama başaramayıp yalpaladı ve en son editörlerin yaptığı bu lânet haksızlığı görüp, yanılmıyorsam geçen hafta öldü. İsteyen çılgınca sevinsin çünkü artık dünyanın bir kalbi yok…” diye yakınır, Mektup Yazmaya Meraklı Öykücünün Tuhaf Davası adlı öykünün baş kahramanı. Belki mırıldanarak söylemiştir bunu, yıllardır küçücük bir karşılık beklediği ama o karşılığı alamadığı ve kendiyle baş başa kaldığı küçük dünyasında. Okur bu kitapta ortak paydasında insan olma durumlarının yattığı birbirinden farklı beş evrenle karşılaşacaktır. İnsan olmanın çıkmazları, diğer insanlarla birlikte yaşıyor olmanın çelişkileri, her şeye rağmen yaşama tutunma çabasının naifliği, insanın içsel dünyasıyla çatışmaları ve kişinin önüne geçilmez yalnızlığına çareler üretme çabası, bazen mizahi bir dille bazen bir iki damla gözyaşı döktürecek şiirsel bir açıklıkla bazen de patikaları olan bir parkta geziniyormuş havasında sunulmuştur. Kuşkusuz öykülerdeki bu insanlar bize uzak insanlar değillerdir. Yolun karşısına geçmek için ışığın yanmasını bekleyen kalabalığın içinde, oturduğumuz kafedeki masaların birinde, bizimle aynı mahalleden biri ya da ekmek almaya gittiğimiz fırında bizden az önce ekmek alıp çıkmış biri olabilir…