195,00 ₺
1051 adet stokta
3-6 İş gününde kargoya teslim edilir.
Kitap Adı: Gel Benim Sevgili Yârim
Yazar: Hasan Elalmış
Yayınevi: Ritim Sanat Yayınları
Hamur Tipi: Kitap Kağıdı
Sayfa Sayısı: 476
Ebat: 13,5 x 19,5
İlk Baskı Yılı: 2020 Aralık
Baskı Sayısı: 1. Basım
Dil: Türkçe
1051 adet stokta
Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım
…
İnsansız yaşayabilirim
Türküsüz hiçbir zaman
Nazım Hikmet
“Hem akrabam hem arkadaşım olan bir dostumun hastalanıp bacağı kesildi. Bu olay duygu dünyamı çok etkiledi ve 65 yaşında şiir yazmaya başladım.” diyor ozan.
Yıl 2021. İlk kitabı “Türküler Şiirler” yayınlanırken Aşık Hasan Elalmış 82 yaşına basmakta.
Mersin Bozyazı’da yaşamını sürdüren ozan, şiirin ulaşılmaz zirvesini yükselten dizeler yazmaya devam ediyor.
Madem aşkı verdin, verdin Allah’ım
Niçin ayrılık, ölümü verdin
Gözümün önüne bir siyah perde
Görmesin diye, diye mi verdin
Kimi zaman yuvası çalınmış bir kuş, yollarda vurulmuş bir adam, kimi zaman askerden anasına seslenen bir genç olur şiirlerinde Aşık Hasan Elalmış. Yarinden ayrılan bir sevdalı, mezarından haykıran bir ölü, yüreği yaralı bir aşıktır bazen onun şiirindeki kahramanlar.
82 yaşındaki dev çınarın her bir dalında meyve dolu dizeler, bağrından kopan Anadolu türküleri vardır.
“Sen bir fidan ben de şahin olsam
Döner döner dallarına konarım”
Ozan seksen iki yaşında, derleyen şair on yedi. Bu ilginç birliktelikten harika bir eser bizlerle!
Sepetinizde ürün bulunmuyor.
Nazlıcan –
Harika????
Nazlıcan –
Mükemmel????
Nazlıcan –
Çok güzel????
İlker Keleş (doğrulanmış kullanıcı) –
Aşık Hasan şiirlerini dizerken en baştan beri ne kadar önemli ve ince bir iş yaptığımızın farkındaydım. O yüzden titizlikle her dizeyi, her heceyi teker teker inceleyerek geçirdim bilgisayara. 65’inden beri yazıyordu. Sayfa sayfa, defter defter birikmişti şiirleri.
Bugüne dek keşfedilmemiş 82 yaşındaki bu dev çınar neler neler yazmıştı. Ne türküler dökmüş, ne ağıtlar
yakmış, ne şarkılar örmüştü elleriyle. Dizdikçe daha çok hayran kaldım ona. Bir yanı Aşık Veysel, bir yanı
Yunus Emre, bir tarafı Mahsuni Şerif, bazen Karacaoğlan, uzun havalarıyla Neşet Ertaş… Nice aşığın, ozanın birleşimiydi sanki o. Üstüne kendi özgünlüğünü de ekleyerek.
Ne yapıyordum ben? Kültürel mirasın, geleneğimizin taşıyıcısı bir halk ozanının şiirlerinin, türkülerinin edebiyat ve müzik dünyasına, tüm insanlığa kazandırılmasına aracılık ediyordum. Aşık Hasan
Elalmış’ın daha dizilmemiş, hiçbir yerde yayınlanmamış binlerce şiirinin önü açılacaktı belki. İşte bu
düşünce ve şevkle dizmeye başladım Halk Şairi Hasan Elalmış şiirlerini.
Kimi zaman yuvası çalınmış bir kuş, yollarda vurulmuş bir adam, kimi zaman askerden anasına seslenen bir genç olur şiirlerinde Aşık Hasan Elalmış.
Yarinden ayrılan bir sevdalı, mezarından haykıran bir ölü, yüreği yaralı bir aşıktır bazen onun şiirindeki kahramanlar. Bugüne dek yaşadıkları, çektikleri, gördükleriyle şekillenmiştir onun türküleri. 82 yaşındaki
dev çınarın her bir dalında meyve dolu dizeler, bağrından kopan Anadolu türküleri vardır. Sevdiğine
seslenir birçok şiirinde, “gel benim sevgili yarim” der ona. Ne kadar dertli olursa olsun, şiirlerinin türkülerinin sonunda hep umut dolu bir çağrı, bir bekleyiş vardır. Maniler döker kimi zaman; iç açan, gönül ferahlatan. Uzun havalar yazar, çare arar dinmeyen gözyaşına. Yazgıya isyan eder kimi zaman, kiminde ise şükürler eder Tanrı’ya. Bir fidandır sevdiği, şahindir kendi; bir şiirinde: “Sen bir fidan ben de şahin olsam /Döner döner dallarına konarım”
Dağlara seslenir çoğu türküsünde. Kara dağlar, karlı dağlar, sisli dağlar.. Bir şiirinde “Nerde Dağlar Kralı” diyerek inletir. “Şen olsun dağlar” der bir türküsünde, “dağların gülü” diyerek seslenir sevdiğine. Dağlar Aşık Hasan şiirlerinde öne çıkan temalardan biridir.
Ah dünya fani dünya der bir şiirinde. Türküleri yalan dünyaya haykırışlarla doludur. Boşa geçtiğinden yakınır ömrünün yalan dünyada. Ancak bir şiirinde tüm kalıplaşmış sözleri bozar şair; “dünya değil insan yalan” dizesiyle.
Âlemlerin can yoldaşı diye anlatır peygamberi; 20 dörtlükten oluşan ve 8’lik hece ölçüsüyle yazdığı Muhammet Ya Resulallah ilahisinde.
Kimi zaman bozuk bir radyoya anlatır derdini Âşık Hasan, kimi zaman dağ başında öten guguk ku-şuna. Toros Gülüdür yari, Yaylanın Gülüdür, Cennetin Gülüdür.. Kendiyse bülbüldür, Mecnun’dur, askerdir, yurdundan kovulan bir gurbetçidir bazen. Bir şiirinde şöyle anlatır beyhude çabasını: “Aşık Hasan ah edip geziyor / Yelken takıp kuru yerde yüzüyor”
Hasan’ın Destanı’nda kendi yaşam öyküsünü anlatır belki de. “Ben doğuştan yareliyim” diyor ozan “Tanrım yok mu buna çare”. Ölen bebeğini, yetim kalan yavrularını, korlar gibi yandığı yarini, istediği
sevgiyi döker dizelere. Bir haykırıştır Hasan’ın Destanı. Sorar Tanrı’ya en sonunda: “Mevlam beni niçin mahsun bıraktın”
Âşık Hasan şiirleri; konusu, üslubu, tarzı bakımından başlıca bir araştırma konusu olabilir. Âşıklık geleneğinin yaşayan temsilcilerinden biri olarak Hasan Elalmış da araştırılmalıdır. Geride dizilmeyi ve derlenmeyi bekleyen binlerce şiiri, türküsü insanlığın ortak hazinesine kazandırılabilir.
82 yaşındaki genç halk şairi Hasan Elalmış Mersin – Bozyazı’da Kaledibi mahallesinde yaşamını
sürdürmekte. Ve hala şiirin ulaşılmaz zirvesini yükseltecek basamaklara dizeler eklemeye devam etmekte.
İLKER KELEŞ
Hülya –
bazen bize okur olur yazdıklarını gerçekten çok hoş dizleri var. ve yazdıkları gerçek bir hissiyatla yazılmış. okuyan hisseder,dinleyen de hisseder. basit ,sıradan değil. bir üni okumamış olmasına rağmen çoğu insana çoğu okumuş insana taş çıkartır
Yeliz –
Çok güzel bir kitaptı bayıldım ????
hnmmm –
çok beğendim, şiirleri çok etkileyici